bir noktadan sonsuz sayıda doğru geçer: Özgüven değil,,,görmemişlik

Salı, Mart 11

Özgüven değil,,,görmemişlik

Cengiz’ciğim (Semercioğlu) dün, benim de katıldığım Cahide’deki Kadınlar Günü kutlamasını yazmış. Bülent Ablamızın tabiriyle fevkaladenin fevkinde adaleli dansçıların boxer’lı şovu üzerine kadınların çığlıklar atarak eğlenmesini, seksi danslara eşlik etmesini ‘özgüven’ olarak tanımlamış.

İyiniyetinden olsa gerek.

Çünkü resmen ‘görmemişlik’ denir buna. Kötü manada değil, kelimenin gerçek manasında bir ‘görmemişlik’ var ortada.
Yalan mı?.. Kadınların erkek (gün) yüzü gördüğü mü var?.. Hatırlarsanız hafta sonu ‘Sevişemeyen kadınlar’ı yatırmıştık masaya. Sayıları giderek artıyor diye de eklemiştik.
İşte o sevişemeyen kadınlardır öyle bi’tarafları yırtılmış gibi bağrınan.
Peki kadınlar niye sevişemiyor, derseniz... Doğru partneri bulamıyorlar da ondan.

Doğruluktan kasıt, kendine en uygun olan. Yoksa tabii ki bekâr bir sürü erkek de var.

Ama onlar da takılmayla yetiniyorlar. İşlerini görüp, ertesi gün arayıp, sormuyorlar. Kadının tatmini seksle bitmiyor ya, seksten sonra erkeğin davranışıdır kadını doyuma ulaştıran.
Artık kimsenin ilişkiye tahammülü yok ama...
Bir başkasını çekmek istemiyor insanlar. Herkes kendi hayatını kurmuş, yalnız yaşamanın tadına varmış, evini geçindiriyor, işinde başarıya koşuyor, böyle bir hayat gailesi içinde de ilişkiye yer kalmıyor.
Bir yandan da herkes aşk peşinde.
Enteresan...
Hem hayatını aşka yer kalmayacak şekilde düzenleyeceksin hem de ‘aşk nerede vah nerede’ çekeceksin.

Anlaşılır bir yanı yok. Örnek için uzağa gitmeyelim.
Ben de o tahammülsüzlerdenim. Yalnız yaşama ayrıcalığı iliklerime kadar işlemiş durumda. Öyle büyük özgürlük ki... İstediğim programı izliyorum, istediğim tatsız tuzsuz yemeği yiyorum, evin temizliğini geciktiriyorum. Ne karışan var, ne görüşen.

Biri gelecek, ansızın hayatıma girecek de en büyük lüksümü elimden alacak diye panikteyim.

Bir yandan da gelsin istiyorum. Gelsin ama rahatımı bozmasın, bana yerleşmesin, özledikçe buluşalım koklaşalım, sonra herkes evine, hayatına, yalnızlığına geri dönsün. (Rumuz Goncagül de eklersem bu cümlelerin sonuna talibini arayanlar köşesine gönderebilirim :)

Aşk başka, hayat başka ya...
Yeni dünya insanı bunu keşfetti galiba.
Aşkın egemenliği altına girmektense aşka hükmetmek istiyoruz hepimiz.
Aşk gelsin ama biz isteyince de gitsin. Yok ya!..

Görmemişlere bilgi:
Striptizci erkeklere çığlıklar atarak eşlik eden kadınların derdi belli kısaca:
O çığlıkları dindirecek ‘durumları yok’ gariplerin.

Hep dediğim gibi:
Soyları tükenmekte olan erkeklerin bir kısmı evli, bir kısmı ‘benden geçti yaşı’nda, bir kısmı da gay olmuş haberimiz yok, pardon yani!..

Ebru DREW
Gazetevatan