bir noktadan sonsuz sayıda doğru geçer: Evde Kalmış Kız Manifestosu

Salı, Şubat 26

Evde Kalmış Kız Manifestosu



1. Yalnızlık Allah'a mahsustur diyerek her insanı evliliğe mecbur bırakmak, insanoğlunun geliştirdiği en büyük aldatmacalardan biridir. Nuh'un Gemisi'ne çiftler halinde bindik diye,tüm yolculuğu çiftler halinde yapmak zorunda değiliz...


2. Nasıl oluyor da tüm geleneksel toplumlarda, evlenmeyip de kendini ibadetine ya da mesleğine adayan herkesten saygı gördüğü halde, günümüz toplumunda "evde kalmak" acınası bir durum sayılmakta?


3. Ve nasıl oluyor da evlilik bir kadın ile bir erkek gerektirdiği halde,"evde kalmak" tabiri sadece kadınlar için kullanılıyor?


4. Bir kadın eğer hiç evlenmemişse ve sürekli iş/aşk/şehir değiştirmişse,bir yerde sabit kalmamışsa onun için de "evde kalmış" mı demeli? Yoksa "otelde kalmış","seyahatte kalmış","gurbette kalmış" gibi yeni tanımlamalara ihtiyaç mı var?


5. "Evde/otelde/seyahatte/gurbette kalan" kadınlara itibarı iade edilmeli. Onlar,tıpkı premodern zamanın münzevileri gibi sayılmalı,saygı görmeli.


6. "Yuvayı dişi kuş yapar" lafı yanılsamadır. Çünkü her dişi kuş her mevsim yeni bir yuva yapa yapa yaşayıp gider. Kurduğu kadar terk etmesini de bilerek. Ömür boyu aynı yuvada kalan kuş yoktur.


7. Göç ve göçebelik, değişim ve değişkenlik bu hayatın elifbasıdır. Öyleyse biz kadınlar ne bir yastıkta kocamak zorundayız ne de gökten düşecek elmaları beklemek.


8. İlla da evlilik/yuva metaforuyla konuşmak gerekiyorsa, diyebilirim ki; "edebiyat benim kocam,kitaplarım da çocuklarım.Bu durumda evlenip çocuk yapmaya kalkmam ancak edebiyatı boşayarak ya da onun üstüne kuma getirerek olur."


9. Edebiyatı boşamak söz konusu olamayacağına ve hiçbir koca adayı da bir başkasının üstüne "kuma"gelmeyi kabullenmeyeceğine göre demek ki ebediyyen evde kalmış kızım.


10. İşbu kağıt parçası da benim manifestom.


Elif Şafak / Siyah Süt

Hiç yorum yok: