bir noktadan sonsuz sayıda doğru geçer: aşk fısıltıları

Cumartesi, Ocak 19

aşk fısıltıları

Giyindin mi?
Tırnaklarını boyadın mı?
Ya dudakların...
Onları da boya.
Tara saçlarını bir güzel.
Hazır mısın?
Çıkabilir miyiz,
Doruklarına aşkın?
O yerlere varabilir miyiz?
Denizleri geçebilir miyiz?
El ele...
Hazır mısın?
Hadi soyun öyleyse...

Sağında bir yürek çarpıyor.
Benim yüreğim.
Sağımda bir yürek çarpıyor.
Senin yüreğin.
Şimdi,
İki yürek, bir bedeniz.
Sonra,
İki beden, bir yürek.

Her parçam bir ayrı yerde.
Bir ayağım bu günde,
Bir ayağım yarında.
Bir gözüm göklerde,
Bir gözüm denizlerde.
Biri yaşamakta ellerimin,
Biri ölümse.
Yüreğimse,
Bin parçaya bölünmüş.
Her biri bin yerinde.

Beni çoğalt!
Beni artır!
Beni benimle çarp!
Seni bin yürekle seveyim.
Beni kendinle çarp!
Seni bir milyon yürekli seveyim.
Beni yerden yere çarp.

Bir ova,
Sonsuz...
Ovada bir at koşuyo.r
Soluk soluğa.
Sarp bir kayalık,
Dağ başında.
Bir kartal kanat çırpıyor.
Soluk soluğa.
Ellerimde bir balık,
Kıpkırmızı.
Can veriyor.
Soluk soluğa.

Nefesin nefesime karıştı.
Kokun kokuma.
Etin etime karıştı.
Gözlerim gözlerine.
Suyum suyuna.
Canım canına karıştı.
Bir dere,
Geldi ta uzaklardan.
Gürül gürül...
Denize karıştı.
Gök toprağa karıştı.
Toprak sonsuzluğa.
Ben sana.
Sen bana.

Saat kaç?
Akşam oldu mu?
Gidiyor musun?
Yoo gitme.
Kal ne olursun.
Bırak giysilerin gitsin.
Çorapların,
Yüzüklerin,
Ayakkabıların gitsin.
İstiyorlarsa.
Sen kal bebeğim.
Aşk varsa!
Tanrı varsa!

Yokluğunda,
Hangi eve girdiysem,
Hangi odaya,
Orada ben yokum.
Uzaklarda,
Bir ev vardı.
O evde bir oda.
Orada sen yoksun.

Uzaktayım.
Beni çağırıyorsun,
Yanındayım.
Beni çağırıyorsun,
İçindeyim.
Beni çağırıyorsun,
İçimdesin.
Avaz avaz bağırıyorsun...

Ölürdüm bu sevgiden yana yana.
Alevlerim yıldızlara yükselirdi.
Küllerim kaplardı tüm evreni.
Ve ruhum dolaşırdı ta mahşere dek,
Kordan bir çığlık gibi.

Yaşamam seni kıskandığım içindir.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Hiç yorum yok: