bir noktadan sonsuz sayıda doğru geçer: yaşamak, okuyabilmektir yaşadığını

Pazar, Ocak 20

yaşamak, okuyabilmektir yaşadığını

Prof.Dr.Ahmet İNAM
Okuyunca artık, görebiliyorsun dipsizliğinin dibini, mânâ yokluğunu sözle kapatmaya çalışan edepsizlerin.
* * *
Okumanın okunun kanattığı yaradan akan kandır, bu sefillik metinlerinden ayrılık şerbeti.
* * *
İnişi olmayan bir yaşam yokuşunda, metnime okur gibi okur bakışında.
* * *
Bir pastasın beyaz pantolonunla. Yuvarlak. Sana okudum. Ve yedim.
* * *
Pencerenden kırlangıçlar. Yaz sonu. Sevdâ terinin buharında teninin gizemli alfabesi. Sana okudum. Ve yedim.
* * *
Nasıl çıkılsındı? Sevişme merdiveni. Kuşlar ki onları sen doğurdun. Tohumumdan. Tohumu sana okudum. Ve yedim.
* * *
Sana okumak. Seni okumak. İnsan gibi inlemeyen kitaplar okumadım hiç. Okuduğum her kitap tendi. Tenindi. Yumuşak karnındı, göbek deliğindi. Sana okudum. Ve yedim.
* * *
Okumak bir şehvettir ve şevktir. Sevişince anlıyorum, anlamını kelimelerin. Okumak, geri gelmektir ana rahmine. Bismillâhla yeniden doğmaktır. Ebedi kalçalarına senin. Sana okumaktır ve yemektir seni.
* * *
Yahut da şöyledir: Boynumu dişlerine uzatarak "Ye beni", "Oku beni", "Yut beni" demektir. Yenilmektir okumak. Sevdânın mütebessim cadısına. Cadısınca.
* * *
Ama nasıl unuttum çıkınca ruhunun çatısına: "Aç tenini ben geldim. Kapılarını, pencerelerini, bedeninin. Ruhunu havalandırmaya geldim. Aç sayfanı ben geldim. Kendini bana okut."
* * *
Girişti içlerimiz. Bacalarımızdan tütüştük. Sonra bana elma soydun. Çekirdiği cilveli bir kayısıydı ağzımda. Metnin. Tenin.
* * *
Sonra yazımı çilek reçeliyle yuttun. İncir soyup alın yazıma yedirdin. Biz birbirimizi okumakla ünlendik. Ruhlarımızı tatile gönderip, tenlerimizi sevişme hamamında kaynar şaraplarla yuduk.
* * *
Okuduk. Evren yanımıza geldi. Okuduk, geçmiş şimdiledi. Okuduk başımız göğe erdi. Yıldızlara çiçek ektik.
* * *
Teninin elifi aklımı alıyor. Kalbim, bakışlarının ateşiyle fokurdayıp bu sayfadaki satır aralarına dönüşüyor.
* * *
Ben bir kitabım. Sen bir kitapsın. İkisi aynı yatakta kalem olup hayatı yazıyor. Beyaz pantolonlu pastaydın. Yuvarlak. Seni üfledim. Okudum. Ve yedim.
* * *
"Afiyet olsun"umdun. Oldun. Kolay okunan zor bir kitap. Buyurdum. Seni içtim. Okudum. Senden geçtim. Hadi bana eyvallah.Hadi bana hoş geldin.Sayfana. Satırlarına. Beni kitabının okyanusunda yüzdür.
* * *
Bacaklarının arasında dünyanın en eski kütüphanesi.
* * *
Ruhun teninin cildi. Tenin başucu kitabım. Ruhun teninin hapishanesi. Gemiyle gidiliyor, göğüslerine, aktarmalı. Tenini ruhunun altın kafesinden kurtarmak için, seni üfledim. Okudum. Ve yedim.
* * *
Kitaplar aradım. Kitaplar aramak için kitaplar. Sonunda seni buldum. Kitap kutbunda buz kıran. Kitap öte okumasavar. Seni buldum. Kağıtyırtan. Sözbozan.Kitapları teninin ısısında yaktım.
* * *
Kitapları ektim. Bahçene. Yıldızlar bitti.
* * *
Okuma kuşu virân olmuş kalbimde susmuyor.
* * *
Susma kuşu ma'mur beynimde okuyor.
* * *
Okudukça anlam balıkları daha derinde yüzüyor.
* * *
Kitap olsam, yâre varsam. Gözünün nuruyla dolsam.
* * *
Söz elbiseni giy. Okuma aynamda taran.
* * *
Yazı pergelimin bir ayağı gözünün nurunu kesiyor.
* * *
Aşk ateşlerinin yandığı yazı evimde, ilâhî bir fırtınadır beni okuyuşun.
* * *
Yazı kandilimden evrenin dehlizlerine ulaşan gölgeli ışıkta, daha da örtünür tenini saran perde.
* * *
Lûgatine bak, derindeki çelişkilerinin; yazımdan vuran ışık karartınca seni.
* * *
Yükü hafiflerin sayfasından, dehlizlerden söz taşıyan katırlara bindirin beni. Muamma suyunu okuma kuyusundan çekin.
* * *
Çünkü bulutundan yağan harflerle sırılsıklam girdim koynuna.
* * *
Sözümden sevdâ uçtu, sır âlemine göçtü; sanmayın okur sarhoş, şarabı yazım içti.



Hiç yorum yok: