bir noktadan sonsuz sayıda doğru geçer: Ahlak kavramı kendini dinden kurtarıp özgürleşmelidir.

Pazartesi, Mart 17

Ahlak kavramı kendini dinden kurtarıp özgürleşmelidir.


  • Dini eleştirmede çekingen davranmaya gerek yoktur. Dini eleştirebilmek batı kültürünün bir parçasıdır (Luther, Calvijn, Voltaire, Kant, Renan, Russell). Islam külturünde ise on ikinci yüzyıldan itibaren dini eleştirmek tabu olmuştur, Ve bu nedenle de Islam kültürünün gelişmesi durmuştur.
  • Birden fazla (farklı) kültürün yan yana yaşadıgı toplumlarda kurumların yapıları uzerine iyi düşünülmelidir. Böyle toplumlarda, farklı görüşlerden ve inaçlardan olan insanlar arasındaki ilişki trafigini çatışmasız düzenlemeyi amaçlayan bir kurum, ‘nötral’ olmak zorundadır. Bu da, hareket noktası laiklik olan Fransız modeline benzeyen nötral bir devlet kavramına işaret eder.
  • Burada eski gelenekleriyle yaşayanlara ve yeni gelenlere din ve devlet işlerinin ayrılıgının (veya laikligin) temelini açıklamaktan korkmamalıyız.
  • Laiklik bazen bize popüler olmayan önlemler almayı dayatabilir. Örnegin batı hukugu temelinde kurulmuş bir devletin nötralliginin vurgulanması gerekebilir ve bu nedenle bazı kurumlarda bir örnek giysi şart koşulabilir. Örnegin mahkemelerde, polis teşkilatında, orduda ve hatta tarafsız görünmesi gerekli bazı devlet kurumlarında.
  • Çok kültürlü toplumların saglıklı olabilmesi için bir tür ‘ahlaki esperanto’ geliştirmek gerekli olabilir. Boyle bir esperantonun geliştirilmesinin önündeki en büyük engel, ahlakla din arasındaki kaçınılmaz baglar kuran dinlerdir. Başka bir deyisle: dinler insanlara ahlakın temellerinin ve meşrulugunun dinde aranması gerektigi ögretir.
  • Özellikle yahudilik, hristiyanlık ve islam gibi tek tanrılı dinlerde, ahlakın din bazında belirlenmesine özel hassasiyet ve dikkat gösterilir. Böyle bir esperanto ahlak anlayışını savunmak, öncelikle bu tek tanrılı dinlerin taraftarlarıyla bir diyaloga girmeyi gerektirir.
  • Ahlak anlayışının dinden koparılmasını savunmak, ateist olmayı gerektirmez. Din, bu kopuşa ragmen, bazı geleneksel işlevlerini yerine getirmeye devam edebilir. Örnegin ölümden sonraki hayatın nasıl olabilecegi konusunda görüş belirtebilir, hayatın anlamı konusunda insanlara yol gösterebilir v.b. Ama ahlak anlayışı kendini dinden ayırmalı, bagımsız olmalıdır.
  • Ahlak anlayışının dinden bagımsızlıgı (emancipation), önyargılardan arınmış, geniş perspektifli bir bütünleşme politikası için ideal bir durum yaratacaktır.

Paul Cliteu/Filosofie Magazine, nisan 2004

Hiç yorum yok: