bir noktadan sonsuz sayıda doğru geçer: ne mutlağım ne de muğlak

Pazar, Ağustos 10

ne mutlağım ne de muğlak

Her gün sismig ölçümler depremleri kaydeder. Depremleri hep yer yüzünün travmasına benzetirim. Cana kastetmezler. Orda canı kollamamakta kabahat zahir. Yer çatlar çoğu, gizli sular yol bulur, nehirler çağlamaya başlar. Altı boştur çöker, yandan bir dağ yükselir...Eğri doğru kendine gelir. Takke düşer kel görünür; Eğri huzura erer yeri bulur, düz ovalarca uzanır. Doğru haklı gururlu doruklarında ihtişama kavuşur. Ve yeryüzü her daim can taşır. Bir tohumu hazineye çoğaltır.Geçmiş, olan bitene ışık yakmak geleceği aydınlatır. Doğa bunu bilir. Güneş doğduğu ilk andan itibaren hep batının yolunu ışıldatır. Bu yolu takip eder. Ve asla denge bozulmaz. Doğu ile batı hiç birbirine karışmaz... Aralarında gün durur, gece durur. Karmaşa yaşanmaz.
Sanırım Muzaffer Kuşan’dı. Unutmadım. Tüm canlılar topraktan gelmiştir bu doğrudur diyordu. Çünkü toprak bedenlerini her zaman kabul eder. İnsanlar tabiatın sunduğu hali ile her yiyeceği tüketebilirler. Asla yağlanmazlar. Beden de toprak türevidir. Reddetmez. Tanıdık gelir. Amma rafine edilmiş, fermentasyona uğramış, pişirilmiş tüm hallerdeki gıdalara beden direnç gösterir. Tıpkı hafızamız gibi vucut sistemimiz de biriktirmeye programlıdır.

Hazım artıkları biriktirilir. Ruha yabancı gelen, efor fazlası her şeyi vucudumuz stoklar. Kah yağ,,, kah düş'ünce...,
Tek çözüm var ki ekstra enerji; Güne güzel başlamanın ilk sırrı gökyüzüne bakmaktır.Ufuklar umut sunar; Her gün bir tılsım. Biliyorum....Büyü sırdır. Sırlı gelir. Çok sonradan kendini ele verir. İlk merhaba da büyülü idi. Enerji güçlü idi. Aramıza girdi. Sustum. İdrak ettim, çözüldüm. Bu çözülme hiç durmadı. Çok meşguldüm seni ise tamamen unuttum... İki gün mü üç gün mü sonra gece idi. Uyudum hiç sebepsiz uyandım. Uyanmalı idim. Tüm olan bitenden habersiz, sadece emre uyduk. Böyle olmalı idi. Sen sinerji diyorsun, ondan sebep diyorsun. Bense sihirli bir yolculuk diyorum. Değerli demiştim; şaşmıştın ‘Okudun mu demiştin’ okumamıştım.Senin öğretini ben yaşamım da çok önce kavramıştım…Kimbilir belki aynı toprakların tohumlarını ekmek bildiğimizden midir?Aynı uçsuz bucaksız engelsiz ketsiz ufukları seyreyleye seyreyle serpildiğimizden midir?Günebakanlar parsel parsel; her yaz bize güneşe tutkunun ne olduğunu gösterdiğinden midir?Yemyeşil dalga dalga ekinlerin yerini bir zaman sonra altın sarısı hasatlara bırakmasının bereketinden midir? Ve kökleri olmayan, kalkmış göç eylemiş insanlarca yine yeni yeniden örgülenmiş bir hayatın hükümranlığından mıdır???
Bundan mıdır hiç yadırgamadım.

Bilmem fark etmezliğin için de fark ettin mi? Ben her şeyi düşündüm senin için de kendim için de?
Tüm olmayanları düşündüm. Saçmalıksa saçmalık… Hepsinin tam ortasından geçtim. Geçilmeyecek yollardan geçtim. Sen hamarat değilsin!!
Ben erinmem,,,

Su akmalı yatağını bulmalı...

Bil ki;

Ben her halini sevdim. En inanmadığım anda da sevdim. En zorladığım anda sevdim.
En kırıldığım anda kırılabilirliğimi sevdim. Gidebilirliğini bile sevdim.Kaybedildiğinde yarattığı boşluğu sevdim. Ete, kana, sese bürünmezliğini sevdim.Kendi hayatımdan varettiğim hayatlardan gayrı; bir gün senin için iyi ki var diyebilmeyi sevdim.Senin beni benimle bırakmanı sevdim. Buna rağmen iyi ki var diyebilme halimi sevdim.
Şükrettim.

Hep ulaşmak istediğim menkıbenin yüzüne gözlerim bağlı dokundum. Bu dokunuşu sevdim. Ötesini merak etmemeyi sevdim. Yürekten bakabilmeyi sevdim. Ha bir de yüreğimin, zaaflarımla kavgalarını sevdim.

Tüm bu gerginliği reddetmemi sevdim.

Kimbilir belki vazgeçtin; belki fırtınalarımı sukuta erdirmemi bekliyorsun.
İhtimal...Tüm ihtimalleri sevdim. Hepsinin haklılığını sevdim…Senden sebep, kendimden emek; yaratılabilirliğini sevdim.Hep en el değmez yer de tuttum. Hep daha daha olmalı bildim. Heba etmem diye diye yüz çevirdiğim günlere inat bir büyüye feda edebilirliğimi sevdim.

Seni buldum...

Huzur buldum...

Sevgimi sundum...

Şükürler olsun...

Sana da buralardan bir nebze huzur sundum...

Gönlün rahat olsun...



ne mutlağım ne de muğlak

Hiç yorum yok: